Nezle basit bir hastalık gibi görünsede önlem alınması gereken bir hastalıktır.
Nezle veya diğer yaygın bilinen ismiyle Soğuk algınlığı (nazofarenjit, rhinopharyngitis, akut nezle olarak da bilinir), özellikle burun ve boğaz bölgesini etkileyen viral nedenli üst solunum sistemi hastalığıdır. Nezle bulaşıcı bir hastalıktır ve belirtileri ile en çok griple karıştırılmaktadır. Nezlenin başlıca belirtileri öksürük , boğaz ağrısı , burun akıntısı ve yüksek ateştir. Nezlede belirtiler genellikle birkaç günden üç hafta kadar uzayabilen bir süreçte ortaya çıkmaktadır. Ancak çoğunlukla nezle 7-10 gün sürer. Bu sürenin 3*4 günde belirtiler yoğunlaşır ve hastalığı geçirenlerde kırgınlık ve ateş, öksüsük, burun akıntısı belirgin hale gelir. Nezlenin nedenlerinin virüsler olduğunu yukarıda belirtmiştik. Nezleye neden olan 200 kadar virus türü keşfedilmiştir. Bu virüsler arasında rinovirüsler en yaygın olanlarıdır.
Üst solunum yolu enfeksiyonlarının en yaygın görüleni olan nezle yani soğuk algınlığı,öncelikle burun bölgesini etkiler. Bu nedenle ilk belirtiler genelde burun akıntısı veya tıkanıklığı biçiminde görülebilmektedir. Sinüslerin dolması ve iltihaplanması ile birlikte baş ağrısı gelişmekte ve bu baş ağrısı kırgınlık ve bitkinlik oluşturabilmektedir.
Soğuk tipik belirtileri arasında öksürük , burun akıntısı , burun tıkanıklığı ve boğaz ağrısı , kas ağrısı, yorgunluk, baş ağrısı, ve iştah kaybı sayılabilir. Boğaz ağrısı vakalarının yaklaşık % 40′ı ve öksürük vakalarının yaklaşık % 50′si nezleden kaynaklanmaktadır. Kırgınlık, halsizlik bitkinlik olarak geçirdiğiniz hafif rahatsızlıkların da yaklaşık yarısının nezleden kaynaklandığı yapılan araştırmalarda görülmüştür. Yetişkinlerde nezlenin belirtileri arasında yüksek ateş genellikle görülmez. Bunun nedeni yetişkinlerin bağışıklık sisteminin güçlü olmasıdır.
Bebeklerde nezle belirtileri ise öksürük ve hafif ateş eşliğinde burun akıntısı olarak görülür. Öksürük ve ateş, grip belirtileri arasında da yaygın görülen belirtiler olduğu için bebeklerde grip ve nezle çoğunlukla birbirine karıştırılır. Bu iki hastalığın ayırt edilmesi oldukça zordur. Ancak grip daha ağır geçmekte ve gripte öksürük daha az olmaktadır.
Nezlenin bir diğer tipik belirtisi ise geniz akıntısı ve burundan genize akan sarı balgamdır.
Nezle Belirtileri Nasıl Tedavi Edilir?
Nezlenin belirtileri arasında burun akıntısı, baş ağrısı ve öksürük genellikle birkaç gün içinde geçer. Diğer yandan yorgunluk, soğuk algınlığı, hapşırma gibi belirtiler ise daha uzun sürebilmektedir. Nezlenin ilk belirtileri enfeksiyon başlangıcından 2-3 gün sonra başlar ve genellikle yedi ile on gün içinde geçer. Ancak bazı durumlarda nezlenin belirtisi olarak sayılabilen semptomlar üç hafta kadar sürebilir.Çocuklarda nezlede öksürük şikayetlerinin % 35-40′ı en fazla on gün sürer. 3 haftadan fazla süren nezle belirtileri ise çocuklarda % 10 u geçmez.
23 Şubat 2015 Pazartesi
22 Şubat 2015 Pazar
Kaparinin Faydaları
Kapari nedir ve kaparinin faydaları nelerdir yazımızda bulabilirsiniz.
Kapari, (Latince: Capparis spinosa) yuvarlak, etli yaprakları ve büyük beyaz ve pembemsi-beyaz çiçekleri olan ve kışın yapraklarını döken çok yıllık bir bitkidir. Bu bitkinin tohumları besleyiciliği ve cinsel gücü artırması nedeniyle salamura olarak tüketilebildiği gibi kozmetik sanayinde de kullanılmaktadır. Halk arasında gebere olarak bilinen kapari bitkisi, tohumlarının şifa dağıtması ile biliniyor. Ülkemizde daha çok akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü bölgelerde maki bitki örtüsünün egemen olduğu coğrafyada yetişen bir tür çalı olan kapari, son yıllarda kapari tohumunun ekonomik değer ifade etmesi ve bir ihracat kalemi olmasıyla kırsal kesimdeki insanların ilgisini çekmeye bşalamıştır. Gebere tohumu turşu-konserve olarak tüketilebilen bir besin maddesidir. Akdeniz hazasında Sümerlerden bu yana bilinen kapari, gılgamış destanında da adından söz edilen bir yiyecektir. Akdeniz ülkelerinde binlerce yıldır yetişen gebere bitkisinden anadoluda yerel halk turşu olarak faydalanmakta ve tüketmektedir.
Kapari tomurcukları hasat edildikten sonra, güneşte kurutulur ve sirkeye konularak tuz ilave etmek suratiyle salamura haline getirilir. Kapari turşusu (gebere salamurası) görünüm ve ekşimsi tat olarak yeşil zeytine bir hayli benzemektedir.
Boyutu küçük bir zeytin kadar olan kapari tohumları özellikle Fransa, italya gibi ülkelerde oldukça rağbet gören bir yiyecektir.
Kaparinin başlıca faydaları şunlardır:
1. Kapari tohumları afrodizyak etkisi ile cinsel gücü artıran bitkiler arasında önemli bir yere sahiptir.
2.Özellikle bağırsak tembelliği olan kişilerde kabızlık gidermek için kapariden faydalanılabilir.
3.Kapari Ödem ve İdrar söktürücü etkiye sahiptir.
4.Kapari Balgam söktürücüdür.
5.Kapari Bağırsaklarda görülen tenya ve solucanları düşürür.
6.Kapari bitkisel bir ağrı kesicidir.
7.Kapari romatizmal ağrıları hafifletir.
8.Kapari felce bitkisel çözüm olan bitkilerdendir.
9. Kapari iskorbit hastalığına iyi gelir.
10.Kan bozukluklarına iyi gelir ve anemi olan kişilerin tüketmesi tavsiye edilir.
11.Gut hastalığına bitkisel tedavi sunar.
12.Antitümör özellikleri ile kanseri önleyen ve durduran yiyeceklerdendir.
13.Hemoroid Basulr şikayeti olanların muhakkak gebere tüketmeleri lazımdır. Basur kanamalarını azaltır ve basur ağrısını giderir.
14.Dalak büyümesine doğal çözüm dür.
15.Kalça rahatsızlıklarına iyi gelir.
16.Adet düzenleyici ve sancıları gibi kadınların yoğun şikayet ettikleri durumlarda ağrı kesici etki gösterir.
17.Diş ağrısına iyi gelen bitki dir.
18.Karaciğer fonksiyonlarını düzenleyici etkisi vardır.
Kapari, (Latince: Capparis spinosa) yuvarlak, etli yaprakları ve büyük beyaz ve pembemsi-beyaz çiçekleri olan ve kışın yapraklarını döken çok yıllık bir bitkidir. Bu bitkinin tohumları besleyiciliği ve cinsel gücü artırması nedeniyle salamura olarak tüketilebildiği gibi kozmetik sanayinde de kullanılmaktadır. Halk arasında gebere olarak bilinen kapari bitkisi, tohumlarının şifa dağıtması ile biliniyor. Ülkemizde daha çok akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü bölgelerde maki bitki örtüsünün egemen olduğu coğrafyada yetişen bir tür çalı olan kapari, son yıllarda kapari tohumunun ekonomik değer ifade etmesi ve bir ihracat kalemi olmasıyla kırsal kesimdeki insanların ilgisini çekmeye bşalamıştır. Gebere tohumu turşu-konserve olarak tüketilebilen bir besin maddesidir. Akdeniz hazasında Sümerlerden bu yana bilinen kapari, gılgamış destanında da adından söz edilen bir yiyecektir. Akdeniz ülkelerinde binlerce yıldır yetişen gebere bitkisinden anadoluda yerel halk turşu olarak faydalanmakta ve tüketmektedir.
Kapari tomurcukları hasat edildikten sonra, güneşte kurutulur ve sirkeye konularak tuz ilave etmek suratiyle salamura haline getirilir. Kapari turşusu (gebere salamurası) görünüm ve ekşimsi tat olarak yeşil zeytine bir hayli benzemektedir.
Boyutu küçük bir zeytin kadar olan kapari tohumları özellikle Fransa, italya gibi ülkelerde oldukça rağbet gören bir yiyecektir.
Kaparinin başlıca faydaları şunlardır:
1. Kapari tohumları afrodizyak etkisi ile cinsel gücü artıran bitkiler arasında önemli bir yere sahiptir.
2.Özellikle bağırsak tembelliği olan kişilerde kabızlık gidermek için kapariden faydalanılabilir.
3.Kapari Ödem ve İdrar söktürücü etkiye sahiptir.
4.Kapari Balgam söktürücüdür.
5.Kapari Bağırsaklarda görülen tenya ve solucanları düşürür.
6.Kapari bitkisel bir ağrı kesicidir.
7.Kapari romatizmal ağrıları hafifletir.
8.Kapari felce bitkisel çözüm olan bitkilerdendir.
9. Kapari iskorbit hastalığına iyi gelir.
10.Kan bozukluklarına iyi gelir ve anemi olan kişilerin tüketmesi tavsiye edilir.
11.Gut hastalığına bitkisel tedavi sunar.
12.Antitümör özellikleri ile kanseri önleyen ve durduran yiyeceklerdendir.
13.Hemoroid Basulr şikayeti olanların muhakkak gebere tüketmeleri lazımdır. Basur kanamalarını azaltır ve basur ağrısını giderir.
14.Dalak büyümesine doğal çözüm dür.
15.Kalça rahatsızlıklarına iyi gelir.
16.Adet düzenleyici ve sancıları gibi kadınların yoğun şikayet ettikleri durumlarda ağrı kesici etki gösterir.
17.Diş ağrısına iyi gelen bitki dir.
18.Karaciğer fonksiyonlarını düzenleyici etkisi vardır.
21 Şubat 2015 Cumartesi
Anne Sütüne En Yakın Süt Hayvan Sütü Hangisidir
Keçi sütünün anne sütüne en yakın süt olduğu bilinmektedir.
Anne sütüne en yakın süt hiç şüphesiz keçi sütüdür. Keçi sütü, en büyük rakibi olan inek sütüne göre sağlığa daha fazla faydalı bir süt çeşididir. Bebeklerin günlük ihtiyacı olan triptofan, kalsiyum, fosfor, potasyum, D vitamini, b2 vitamini (riboflavin) gibi bebek gelişiminde son derece önemli etkileri olan vitamin, protin ve mineraller keçi sütünde bir hayli fazla oranda bulunmaktadır.
Keçi Sütünün Faydaları Yararları Nelerdir?
Keçi sütünün bir diğer avantajı ise homojen bir yapıda olması ve içerisindeki değerli yağların kaymak olarak sütün üst kısmında toplanmamasıdır.
Keçi sütü, kalsiyum, ve bir amino asit türü olan triptofan bakımından çok iyi bir besindir. Keçi sütünde aynı zamanda, proteinler, fosfor, riboflavin (B2 vitamini) ve potasyum da bulunmaktadır. Ancak muhtemelen keçi sütünün en büyük yararı, özellikle inek sütünü sindirmede zorluk yaşayan bünyelerin bu sütü daha kolay bir biçimde sindirebilmesidir. Yapılan bilimsel araştırmalarda, insanlarda ve bilhassa bebeklerde bir takım alerjik reaksiyonlara neden olduğu bilinen özel proteinlerin, inek sütüne nazaran, keçi sütünde oldukça az miktarlarda olduğu açığa çıkarılmıştır. Alfa s1-kazein, ve beta-kazein proteinleri de dahil olmak üzere alfa-kazein proteinleri insanlarda protein alerjilerinin başlıca sebepleridir. Diğer yandan bağırsaklarda kolik benzeri inflamasyonlara neden olan oligosakkaritler keçi sütünde daha az bulunmakta ve bu durum da kolik ağrısı şikayeti çeken bebekler için keçi sütünün sindirimi daha kolay bir içecek olarak önemini artırmaktadır.
Inek sütü alerjisi olan pek çok kişilerin inek sütünü içmeleri durumlarında kronik kulak enfeksiyonları, astım, egzama, romatoid artrit gibi hastalıkların daha yaygın bir biçimde görüldüğü tespit edilmiştir. bu kişilerde inek sütü yerine keçi sütünün tercih edilmesi bu rahatsızlıkların tedavisinde yardımcı olabilmektedir.
Kemikleri güçlendirmek ve boy uzatmak için keçi sütü gibi kalsiyum ve mineral deposu bir besinin kesinlikle tercih edilmesi gerektiğini uzmanlar öneriyorlar. Bildiğiniz gibi kalsiyum, kemiklerin gücünün ve yoğunlunun korunmasında önemli rol üstlenen bir mineraldir. Kemik mineralizasyonu olarak bilinen süreçte, kalsiyum ve fosfor mineralleri, kemikleri güç ve dayanıklı kılan kalsiyum fosfat bileşiklerine dönüşmektedir. Kalsiyum fosfat, kemiklerin yapısını ve dayanıklılığını temin eden bir çeşit mineral kompleksidir. (hidroksiapatit de denir) Bir bardak keçi sütü, yetişkinlerin günlük fosfor ihtiyacının % 27 sini, kalsiyum itiyacının ise % 32.6′sını sağlamaktadır. Buna karşılık, bir bardak inek sütündeki, kalsiyum ve fosfor oranı sırasıyla % 29.7 ve% 23.2 dir.
Özellikle kemik gelişimi sürecinin önemli olduğu bebeklerde ve çocuklarda, kemiklerin erime ve deformasyon sürecinin başladığı yetişkinlerde keçi sütü tüketimi özendirilmelidir. keçi sütünün faydaları arasında kansere neden olan kimyasallara karşı kolon hücrelerinin korunması da sayılmadan geçilmemelidir. Menopoz ya da romatoid artrit gibi belirli koşulların bir sonucu olarak ortaya çıkabilecek kemik kaybını önlemeye yardımcı olan keçi sütü, kadınların belalısı olan migren baş ağrılarına da doğal çözüm sunar. Kadınlarda görülen adet ağrıları ve adet öncesi sancıları da hafifletici özelliğe sahip ola keçi sütündeki kalsiyum minerali aynı zamanda kanın pıhtılaşmasını düzenlemesi, sinir hücrelerinin onarımı, kas kasılmalarını azaltması gibi önemli bir takım yararlara da sahiptir.
Sonuç olarak anne sütüne en yakın yapıya ve bebekleri hastalıklardan koruma düzeyine sahip olan süt keçi sütüdür. Bazı kaynaklarda Anne Sütüne En Yakın Süt eşek sütü olarak ifade edilir. Ancak eşek sütü keçi sütüne nazaran anne sütüyle daha az benzeşmektedir.
Anne sütüne en yakın süt hiç şüphesiz keçi sütüdür. Keçi sütü, en büyük rakibi olan inek sütüne göre sağlığa daha fazla faydalı bir süt çeşididir. Bebeklerin günlük ihtiyacı olan triptofan, kalsiyum, fosfor, potasyum, D vitamini, b2 vitamini (riboflavin) gibi bebek gelişiminde son derece önemli etkileri olan vitamin, protin ve mineraller keçi sütünde bir hayli fazla oranda bulunmaktadır.
Keçi Sütünün Faydaları Yararları Nelerdir?
Keçi sütünün bir diğer avantajı ise homojen bir yapıda olması ve içerisindeki değerli yağların kaymak olarak sütün üst kısmında toplanmamasıdır.
Keçi sütü, kalsiyum, ve bir amino asit türü olan triptofan bakımından çok iyi bir besindir. Keçi sütünde aynı zamanda, proteinler, fosfor, riboflavin (B2 vitamini) ve potasyum da bulunmaktadır. Ancak muhtemelen keçi sütünün en büyük yararı, özellikle inek sütünü sindirmede zorluk yaşayan bünyelerin bu sütü daha kolay bir biçimde sindirebilmesidir. Yapılan bilimsel araştırmalarda, insanlarda ve bilhassa bebeklerde bir takım alerjik reaksiyonlara neden olduğu bilinen özel proteinlerin, inek sütüne nazaran, keçi sütünde oldukça az miktarlarda olduğu açığa çıkarılmıştır. Alfa s1-kazein, ve beta-kazein proteinleri de dahil olmak üzere alfa-kazein proteinleri insanlarda protein alerjilerinin başlıca sebepleridir. Diğer yandan bağırsaklarda kolik benzeri inflamasyonlara neden olan oligosakkaritler keçi sütünde daha az bulunmakta ve bu durum da kolik ağrısı şikayeti çeken bebekler için keçi sütünün sindirimi daha kolay bir içecek olarak önemini artırmaktadır.
Inek sütü alerjisi olan pek çok kişilerin inek sütünü içmeleri durumlarında kronik kulak enfeksiyonları, astım, egzama, romatoid artrit gibi hastalıkların daha yaygın bir biçimde görüldüğü tespit edilmiştir. bu kişilerde inek sütü yerine keçi sütünün tercih edilmesi bu rahatsızlıkların tedavisinde yardımcı olabilmektedir.
Kemikleri güçlendirmek ve boy uzatmak için keçi sütü gibi kalsiyum ve mineral deposu bir besinin kesinlikle tercih edilmesi gerektiğini uzmanlar öneriyorlar. Bildiğiniz gibi kalsiyum, kemiklerin gücünün ve yoğunlunun korunmasında önemli rol üstlenen bir mineraldir. Kemik mineralizasyonu olarak bilinen süreçte, kalsiyum ve fosfor mineralleri, kemikleri güç ve dayanıklı kılan kalsiyum fosfat bileşiklerine dönüşmektedir. Kalsiyum fosfat, kemiklerin yapısını ve dayanıklılığını temin eden bir çeşit mineral kompleksidir. (hidroksiapatit de denir) Bir bardak keçi sütü, yetişkinlerin günlük fosfor ihtiyacının % 27 sini, kalsiyum itiyacının ise % 32.6′sını sağlamaktadır. Buna karşılık, bir bardak inek sütündeki, kalsiyum ve fosfor oranı sırasıyla % 29.7 ve% 23.2 dir.
Özellikle kemik gelişimi sürecinin önemli olduğu bebeklerde ve çocuklarda, kemiklerin erime ve deformasyon sürecinin başladığı yetişkinlerde keçi sütü tüketimi özendirilmelidir. keçi sütünün faydaları arasında kansere neden olan kimyasallara karşı kolon hücrelerinin korunması da sayılmadan geçilmemelidir. Menopoz ya da romatoid artrit gibi belirli koşulların bir sonucu olarak ortaya çıkabilecek kemik kaybını önlemeye yardımcı olan keçi sütü, kadınların belalısı olan migren baş ağrılarına da doğal çözüm sunar. Kadınlarda görülen adet ağrıları ve adet öncesi sancıları da hafifletici özelliğe sahip ola keçi sütündeki kalsiyum minerali aynı zamanda kanın pıhtılaşmasını düzenlemesi, sinir hücrelerinin onarımı, kas kasılmalarını azaltması gibi önemli bir takım yararlara da sahiptir.
Sonuç olarak anne sütüne en yakın yapıya ve bebekleri hastalıklardan koruma düzeyine sahip olan süt keçi sütüdür. Bazı kaynaklarda Anne Sütüne En Yakın Süt eşek sütü olarak ifade edilir. Ancak eşek sütü keçi sütüne nazaran anne sütüyle daha az benzeşmektedir.
20 Şubat 2015 Cuma
Keçi Sütü Faydaları Nelerdir
Keçi sütü, anne sütüne en yakın hayvan sütü olarak bilinmektedir. Dünyada oldukça yaygın bir tüketim oranına sahip olan keçi sütü, ülkemizde henüz hakettiği değeri bulamamıştır. Ancak son dönemlerde marketlerde keçi sütünü daha fazla görür olduk. Keçi sütü bebek maması üretiminde önemli bir besin maddesi olarak kullanılmaktadır. Bu da gelecekte keçi sütünün daha fazla yaygınlaşması için gerçekten umut verici bir durum olarak algılanabilir. İnek sütünden oldukça farklı bir yapıya ve faydalara sahip olan keçi sütü, inek sütüne nazaran sindirimi daha kolay ve besleyici özelliklere sahip bir süt çeşididir. Şimdi keçi sütünün yararları hakkında daha detaylı bilgiler verelim.
Keçi sütünün bir litresinde yaklaşık olarak 18-20 gram yağ bulunmaktadır. Bu bakımdan inek sütüne göre biraz daha fazla yağ içermektedir. Diğer yandan agglutinin isimli enzim keçi sütünde hemen hiç yoktur. Bu enzim inek sütünde bol miktarda olup inek sütünün özellikle bebekler tarafından zor hazmedilmesinin en önemli sebebi olarak görülmektedir. Sonuç olarak bebeklerin henüz tam anlamıyla gelişmemiş olan sindirim sistemlerinin inek sütü yerine keçi sütünü çok daha kolay sindirebileceklerini söyleyebiliriz.
Keçi sütü de aynen inek sütü gibi esansiyel yağ asitleri bakımından çok zengin olmayıp Linoleik aşıt ve araşidonik asit gibi Omega grubu yağ asitlerini pek barındırmaz. Bu da sindirim enzimleri tarafından kolayca parçalanmasına olanak tanır. Özellikle kolik ağrıları olan bebeklerin, şayet anne sütü yetersiz geliyorsa erken dönemlerde keçi sütü ile beslenmeleri kolik ağrılarını azaltmaktadır.
Keçi sütünün protein yapısı da bir hayli farklıdır. Keçi sütündeki proteinler, mide asitleri tarafından bile kolayca parçalanmasını sağlamaktadır. Teorik olarak bebeklerin mideleri bağırsaklarına nazaran daha hızlı geliştiği için midede başlayan sindirimin bebeklerin avantajına olduğunu söylemek yanlış olmaz. Keçi sütünün bebekler tarafından bu denli sevilerek içilmesinin ve anne sütüne oldukça yakın bir kimyasal formülasyona sahip olmasının bir diğer nedeni ise, içerisinde alerjen yapıdaki proteinlerin oldukça az olmasıdır. Misal olarak insan vücudunda alerjik reaksiyonlara neden olabilen alfa-S1, kazein gibi prorteinler bulunmamakta veya çok az miktarda bulunmaktadır.
Laktoz intöleransı olan kişilerin inek veya koyun sütü içemediklerini biliyoruz. Laktoz intöleransı olan kişilerin keçi sütü tüketmelerinde hiç bir sakınca yoktur. Zira keçi sütündeki laktoz oranı inek sütünden % 30 daha azdır. Bu bakımdan süt içmek isteyen laktoz intöleransı hastalarının keçi sütü içmelerini en azından denemelerini tavsiye ediyoruz.
Keçi sütü mineral bakımından da diğer hayvansal sütlere nazaran daha farklı bir yapıya sahiptir. İnek sütü ile karşılaştırıldığında keçi sütünde % 25 daha fazla kalsiyum, A, B6 vitaminleri, % 125 daha fazla potasyum, ve 3 kat daha fazla niasin, 4 kat daha fazla bakır minerali, 12 kat daha fazla folik asit bulunmaktadır. Kısacası keçi sütü içen bebeklerin folik asit tabletleri veya vitamin takviyelerine daha az ihtiyacı olacaktır. Piyasada keçi sütünün litre fiyatı 2.5-3 liradan satılmaktadır.
Bebeklerin daha zeki, yetişkinlik döneminde daha uzun boylu ve daha sağlıklı olmasını isteyen ebeveynlerin keçi sütü gerçeğini gözden kaçırmamalarını tavsiye ediyoruz.
18 Şubat 2015 Çarşamba
Soğan Suyunun Faydaları
Soğanın birçok derde devası vardır.Kendisinin olduğu kadar soğan suyununda faydası saymakla bitmez.
Soğan suyu kürü gerçekten mucizevi faydaları olan bir bitkisel iksirdir. Son zamanlarda bir çok televizyon kanalında ve yazılı basında Ahmet Maranki, İbrahim Saraçoğlu, Ender Saraç, Suna Dumankaya gibi bitkisel şifa uzmanlarının soğan suyunun değişik faydaları sıkça dile getiriliyor. Zayıflamak için kullanımından tutun da kadınlarda görülen yumurtalık kistlerine kadar değişik amaçlarla soğan suyu kürü kullanımı anlatılıyor.
Soğan hepimizin yemeklerinde ve sofrasında sıkça kullandığı değerli bir sebzedir. Sarımsak ve pırasa ile aynı familayadan olan soğan, bakteri kırıcı etkisi ile bağışıklığı güçlendirmekte ve doğal antibiyotik olarak bizleri hastalıklardan doğal yollardan korumak için faydalanılabilmektedir. Sarımsak kada güçlü bir antibiyotik özelliği olmamasına rağmen soğan da sağlığımız için bir hayli değerlidir. Bazı bakımlardan ise sarımsağa göre çok daha avantajlara sahip bir sebzedir.
Soğanın önemli bir özelliği, romatizmal ağrılara karşı doğal bir koruyucu ve ağrı kesici fayda sağlamasıdır. Soğanın mikrop kırıcı etkisini gözlerimizi yaşartmasından da anlayabiliriz. Soğanın gözü yakmasına neden olan içerisinde barındırdığı kükürt bileşiği yani propanthial-S-oksit maddesidir. Ağızda bulunan tükürüğün soğandaki bu enzimi çekme etkisi vardır. Bu nedenle çiğnemiş soğan gözü yaşartmaz ve yakmaz. Soğan sebze olarak çiğ veya pişirilerek yenilebileceği gibi suyunun da içilebilmesi nedeniyle soğan suyu biçiminde kullanımı da pek yaygın bir bitkisel şifa içeceğidir. Şimdi soğan suyunun faydalarını ele alalım:
Kadınlarda soğan suyunun faydaları ve kullanımı:
* Soğan suyu önelikle kadınlarda yaşlanma nedeniyle ortaya çıkan kemik erimesi, eklem kireçlenmesi ve romatizma hastalığı ağrıalrı için tdavi edici özelliklere sahiptir.
* Soğan kadınlarda görülen Polikistik Over Sendromu (PCOS) rahatsızlığının da yegane bitkisel çözümü dür. Polikistik over rahatsızlığı sorunu yaşayan bayanların, İbrahim Saraçoğlu soğan suyu kürünü denemelerini tavsiye ediyoruz.
*Kadınlarda yaygın görülen bir diğer kadın hastalığı olan erken menopoz şikayetleri için de soğan suyu tedavisi büyük oranda başarı sağlamaktadır.
* Evde miyom tedavisi için soğan suyu bitkisel tedavisi yine yarar sağlayan bir bitkisel kür olarak biliniyor.
* Adet düzensizliğine bitkisel çözüm olarak soğan suyu tedavisi oldukça yaygın kullanan ve bilinen bir evde tedavi yöntemidir. Ayrıa adet gecikmesi veya hiç adet görememe sorunları da soğan suyu kürleri ile iyileştirilebilmektedir. Menopoz döneminde görülen regl düzensizliklerini kontrol altına alabilmek için de soğan kürü tavsiye ediliyor.
* Kadınlarda kısırlık sebepleri arasında çikolata kisti ile birlikte ön sıralarda sayılan rahim duvarı kalınlaşması (endometriyozis) bitkisel çözüm olarak ta soğan suyu uygulamasından yararlanılıyor. Kısacası kadınlarda görülen bir çok cinsel hastalık ve rahatsızlık için soğandan yararlanılmaktadır.
Erkeklerde soğan suyunun faydaları ve kullanımı:
Soğan kürleri erkekler için de şifa dağıtıyor. Şimdi erkekler için soğan suyu nasıl kullanılabilir kısaca buna değinelim:
* Orta yaş ve üstü erkeklerin yaygın görülen bir sorunu olan prostatite rahatsızlığı, idrar tutamama veya ağrılı idrar çıkarma ile karakterize bir rahatsızlıktır. Bu noktada prostatit ağrıları için doğal bir ağrı kesici arıyorsanız soğan suyu küründen faydalanabilirsiniz. Modern tıbbın bile engellenemekte ve hafifletmkt zorlandığı prostat içi iltihabı ağrıları, soğan suyu ile oldukça hafifletilebilmektedir.
Soğan Suyu Kürü Nasıl Yapılır:
Kadınlarda ‘Polykistik over’e, erken menopoz ve miyom, Erkeklerde prostat tedavisi için soğan suyu kürünün yapılışı:
Bir su bardağından birazcık fazla miktardaki klor barındırmayan içme suyu, tercihen doğal kaynak suyu (pet şişelerde satılanlar) klorsuz suyu (yaklaşık 250-300 ml) kaynatılır. Daha sonra içerisine orta boyda kabuğu soyulmuş yemeklik kuru soğan 4 parçaya kesilerek atılır. 5-7 dk kadar kaynamaya terk edilir. Ardından ocak kapatılarak kaynar su soğumaya terk edilir. İyice ılık kıvama geldikten sonra bir süzgeç ile süzülerek içerisindeki soğan parçaları ayıklanır. Elde edilen soğan suyu, günde iki kez öğle ve akşam yemeklerinden 15 dk evvel içilir. Soğan suyu kürenin ortalama süresi 2 hafta veya 15 gündür. Kür bittikten sonra 1 hafta ara verilerek tekrar soğan suyu kürüne devam edilebilir. Ayrıca yemeklerde bir çeyrek dilim kuru soğanın tüketilmesi kürün etkisini artıracaktır.
Not: Soğan suyu küründe kullanılacak soğanın beyaz olmasına, içerisinin kırmızı veya mor olmamasına dikkat ediniz. Soğan suyu ılık olarak ve bekletilmeden içilmelidir.
Soğan suyu kürü gerçekten mucizevi faydaları olan bir bitkisel iksirdir. Son zamanlarda bir çok televizyon kanalında ve yazılı basında Ahmet Maranki, İbrahim Saraçoğlu, Ender Saraç, Suna Dumankaya gibi bitkisel şifa uzmanlarının soğan suyunun değişik faydaları sıkça dile getiriliyor. Zayıflamak için kullanımından tutun da kadınlarda görülen yumurtalık kistlerine kadar değişik amaçlarla soğan suyu kürü kullanımı anlatılıyor.
Soğan hepimizin yemeklerinde ve sofrasında sıkça kullandığı değerli bir sebzedir. Sarımsak ve pırasa ile aynı familayadan olan soğan, bakteri kırıcı etkisi ile bağışıklığı güçlendirmekte ve doğal antibiyotik olarak bizleri hastalıklardan doğal yollardan korumak için faydalanılabilmektedir. Sarımsak kada güçlü bir antibiyotik özelliği olmamasına rağmen soğan da sağlığımız için bir hayli değerlidir. Bazı bakımlardan ise sarımsağa göre çok daha avantajlara sahip bir sebzedir.
Soğanın önemli bir özelliği, romatizmal ağrılara karşı doğal bir koruyucu ve ağrı kesici fayda sağlamasıdır. Soğanın mikrop kırıcı etkisini gözlerimizi yaşartmasından da anlayabiliriz. Soğanın gözü yakmasına neden olan içerisinde barındırdığı kükürt bileşiği yani propanthial-S-oksit maddesidir. Ağızda bulunan tükürüğün soğandaki bu enzimi çekme etkisi vardır. Bu nedenle çiğnemiş soğan gözü yaşartmaz ve yakmaz. Soğan sebze olarak çiğ veya pişirilerek yenilebileceği gibi suyunun da içilebilmesi nedeniyle soğan suyu biçiminde kullanımı da pek yaygın bir bitkisel şifa içeceğidir. Şimdi soğan suyunun faydalarını ele alalım:
Kadınlarda soğan suyunun faydaları ve kullanımı:
* Soğan suyu önelikle kadınlarda yaşlanma nedeniyle ortaya çıkan kemik erimesi, eklem kireçlenmesi ve romatizma hastalığı ağrıalrı için tdavi edici özelliklere sahiptir.
* Soğan kadınlarda görülen Polikistik Over Sendromu (PCOS) rahatsızlığının da yegane bitkisel çözümü dür. Polikistik over rahatsızlığı sorunu yaşayan bayanların, İbrahim Saraçoğlu soğan suyu kürünü denemelerini tavsiye ediyoruz.
*Kadınlarda yaygın görülen bir diğer kadın hastalığı olan erken menopoz şikayetleri için de soğan suyu tedavisi büyük oranda başarı sağlamaktadır.
* Evde miyom tedavisi için soğan suyu bitkisel tedavisi yine yarar sağlayan bir bitkisel kür olarak biliniyor.
* Adet düzensizliğine bitkisel çözüm olarak soğan suyu tedavisi oldukça yaygın kullanan ve bilinen bir evde tedavi yöntemidir. Ayrıa adet gecikmesi veya hiç adet görememe sorunları da soğan suyu kürleri ile iyileştirilebilmektedir. Menopoz döneminde görülen regl düzensizliklerini kontrol altına alabilmek için de soğan kürü tavsiye ediliyor.
* Kadınlarda kısırlık sebepleri arasında çikolata kisti ile birlikte ön sıralarda sayılan rahim duvarı kalınlaşması (endometriyozis) bitkisel çözüm olarak ta soğan suyu uygulamasından yararlanılıyor. Kısacası kadınlarda görülen bir çok cinsel hastalık ve rahatsızlık için soğandan yararlanılmaktadır.
Erkeklerde soğan suyunun faydaları ve kullanımı:
Soğan kürleri erkekler için de şifa dağıtıyor. Şimdi erkekler için soğan suyu nasıl kullanılabilir kısaca buna değinelim:
* Orta yaş ve üstü erkeklerin yaygın görülen bir sorunu olan prostatite rahatsızlığı, idrar tutamama veya ağrılı idrar çıkarma ile karakterize bir rahatsızlıktır. Bu noktada prostatit ağrıları için doğal bir ağrı kesici arıyorsanız soğan suyu küründen faydalanabilirsiniz. Modern tıbbın bile engellenemekte ve hafifletmkt zorlandığı prostat içi iltihabı ağrıları, soğan suyu ile oldukça hafifletilebilmektedir.
Soğan Suyu Kürü Nasıl Yapılır:
Kadınlarda ‘Polykistik over’e, erken menopoz ve miyom, Erkeklerde prostat tedavisi için soğan suyu kürünün yapılışı:
Bir su bardağından birazcık fazla miktardaki klor barındırmayan içme suyu, tercihen doğal kaynak suyu (pet şişelerde satılanlar) klorsuz suyu (yaklaşık 250-300 ml) kaynatılır. Daha sonra içerisine orta boyda kabuğu soyulmuş yemeklik kuru soğan 4 parçaya kesilerek atılır. 5-7 dk kadar kaynamaya terk edilir. Ardından ocak kapatılarak kaynar su soğumaya terk edilir. İyice ılık kıvama geldikten sonra bir süzgeç ile süzülerek içerisindeki soğan parçaları ayıklanır. Elde edilen soğan suyu, günde iki kez öğle ve akşam yemeklerinden 15 dk evvel içilir. Soğan suyu kürenin ortalama süresi 2 hafta veya 15 gündür. Kür bittikten sonra 1 hafta ara verilerek tekrar soğan suyu kürüne devam edilebilir. Ayrıca yemeklerde bir çeyrek dilim kuru soğanın tüketilmesi kürün etkisini artıracaktır.
Not: Soğan suyu küründe kullanılacak soğanın beyaz olmasına, içerisinin kırmızı veya mor olmamasına dikkat ediniz. Soğan suyu ılık olarak ve bekletilmeden içilmelidir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)